Son Durak : Üniversite

İlköğretim ve lise yıllarımı konu edindiğim yazılardan sonra üniversite hayatım üzerine bişeyler de yazarak okul hayatımla ilgili yazılara son verip daha genel konulara geçmeyi düşünüyorum.Riskli bir tercih sıralaması sonrası istediğim bölüm ve şehirdeki İstanbul Üniversite Bilgisayar Mühendisliği Bölümüne yerleşmiştim.İstanbula gelince ilk etapta kalıcak yer ayarlandıktan sonra kayıt günü İstanbul Üniversitesi’nin meşhur kapısından “Üniversiteye bu kapıdan girilir.” pankartının altından geçerek kaydımızı yaptırdık. “Üniversiteye bu kapıdan girilir.” sözleriyle bizi içeri alan üniversite sonrasında bu kapıdan üniversiteye girişimize izin vermeyecek merkez kampusu de sadece yemek saatlerinde ziyaret etmemize izin vermeyecekti.

Muafiyet sınavına girmeyerek baştan kabul ettiğimiz bir senelik zorunlu ingilizce eğitimini okumak üzere Süleymaniye’deki Yabancı Diller okuluna gittik.İstanbul Üniversitesinin görkemli kapısının aksine tuhaf bir kapıyla açılan, çoğu yer altında olan bir binanın zemin katın bir alt katındaki ingilizce derslerini okuduk.Okuduk dediğime bakmayın çoğuyla halen beraber takıldığımız arkadaşlarla haylaz bir sınıftık. 🙂 Bu da sene sonu başarı oranımızda kendisini göstermişti. Hazırlık sınıfında kalıp bütünleme ve muafiyet sınavlarından da başarılı olamayınca son anda değişen yönetmelikle okuldan atılmaktan kurtulup yeniden hazırlık okumaya başladım.Hayatımda çok şey öğrendiğim razı oluş ile tevekkülün çalışmadan sonra yapılacağını yaşayarak öğrendiğim günlerdi.Yarım dönem güzel bir sınıfta okuduktan sonra ara dönemde hazırlık sınıfını 1.5 senede ancak bitirebilmiş bir vaziyette yeni yeni bölümüme başladım.

İlk dönemimde aldığım BMG dersi final sınavında yapmamız istenen İspanya Ligi Puanlamasını her ne kadar ‘Vay be! Bilgisayar Mühendisleri neler yapıyormuş” dedirtse de halen gördüğümüz eğitimden yeterli olmadığı düşüncesindeydim.Çapraz okuyan birisi olarak her dönem sonu ve ders alma tarihlerinde olduğu gibi İkinci sınıfta da bunun sıkıntısını yaşadım.İkinci sınıfa dair en büyük şansımız final sınavlarının bütünlemesinin bütünlemesinin olmasıydı 🙂 Üçüncü sınıfa geçtiğimizde artık yavaş yavaş çaprazı toparlamaya başlamış olsam da yine de okulu 5 senede bitirebilmek uzak bir ihtimal gibi görünüyordu.İkinci dönem arkadaşlarla yapmayı düşünmüş olup hakkında araştırmalar yapmış olsakta bitirebilmek nasip olmadı.Son bir sınavım kalmış olmasına rağmen tarihler 25 Haziran sabahını gösterirken güzel bir yaz geçirmek dileğiyle uzak diyarlara havalanacak uçağın yolcusuydum.

6 Ekim’de ülkeye döndüğümde sistem değişmiş intibak diye birşey çıkmıştı ve böylece bir kayıt dönemi daha hareketli geçmişti. 🙂 Üstelik bu sefer bir de bitirme projemiz vardı ve ortada net birşey yoktu. Neyse ki sonra arkadaşlarla bir grup kurup projemizi de seçtikten sonra IBM Yazılım Akademisi Yarışması’na başvurduk. Sonunda finale kalamamış olsak ta yine de güzel bir deneyimdi.

Derken takvimler 2013 yılının Haziran ayını gösterirken İstanbul Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümünden mezun oldum.Üniversite hayatımın güzel geçmesinde katkısı olan herkese bu yazı vesilesiyle bir kez daha teşekkür etmek isterim.

Böylece 17 senelik eğitim yılından sonra iş sahibi bir birey olabilecek şekilde eğitim öğretim hayatımın sonuna gelmiştim.

Üniversite eğitimi üzerine yazdığım önceki yazılara linklerden ulaşabilirsiniz.

Mühendisliğe Giden Yol -1

Mühendisliğe Giden Yol -2

Bilgisayar Egitimi Üzerine

 

Leave a Reply