LA- Sonsuzluk Hecesi

Güzel bi tesadüfle başladı Nazan Bekiroğlu’yla tanışıklığımız.Bir gün öncesinden söyleşisi olduğunu öğrendim.Neden o kadar ilgimi çekti bilmiyorum ama bir iki saat içinde bayağı araştırıp kendisiyle ilgili bilgi sahibi olmuştum.Sözlüklerde yazılan tüm entrylerin kendisi hakkında güzel şeyler söylemesi ve kendi sitesinde yazılan çocukluk hikayesi bile beni kendisine hayran bıraktı.Ertesi gün ki söyleşideki harika türkçesi ve yalnızlıkla ilgili söyledikleri ise hayranlığımı arttıracak cinsten unutulmuz şeylerdi.Türkçeyi bu denli güzel konuşan her kelimesine beden giydirip size kelimeyi gösterip hissettiren birisinin kitapı da güzel olmalıydı.

Kitaba gelecek olursam La Sonsuzluk Hecesi Sonsuzluktan kovulukta sonlu bir yaşamın sonunda tekrar sonsuzluğa kavuşmayıanlatmakta.Hz.Adem’in yaratılışından cennette kovuluşuna Havva’ya kavuştuğu an duyduğu mutluluktan,Adem’in ilk çocuğunu sevişine ve o seneler sonra o çocuğunun karşısında çaresizce konuşmalarına kadar bir çok olayıyla hikaye uzun ve harika betimlemelerle süslenip sürükleyici bir dilde anlatılmış.Adem’in Havva’yla ilk buluştuğunda söyledikleri,çocuklarına nasihat ederken ki seçtiği kelimelerin her birisinin güzelliği ise Nazan Hanımın kelimlerle arasının ne kadar iyi olduğu hakkında insana güzel örnekler sunuyor.Anneliği ve doğum olayının harikalığını anlatırken seçtiği kelimeler ve betimlemelerindeki güzellik ise okunmaya değer.

la2

Adem’in Havva’yı bıkmak usanmaz bir şekilde arayışını bu arayışa sebep olan Aşk’ı “…güzellik aşkın özü.Aşk dünyanın evveli ve ahiri.Bülbül gülle eş zamanlı, ikisinin yaratılışı da adem in gelişine yakın.Öyle ki adem gelişinin az evvelinde bir aşk hikayesi buldu.Bülbül ve gül gibi her bir şey de kendi türünde sabitti…” şeklinde anlatışı bile eksik kalıyordu Adem ve Havva kavuştuğunda Adem’in döktüğü gözyaşlarının yanında.
Kabil’in asiliğinden alınacak çok ders var bu kitapta.Hele ki habil’i öldürüpte cesedi ne yapacağını bilmeyince bunu bir kargadan öğrenince anladığı halinin ne olduğunu.Habil sevdiğinden caymıştı onun için ama Kabil’e bu yetmemişti kendisini de istemişti sonra ona özlem duyacağını bilmeden.
Özellikle kitabıın sonlarına doğru yazılan iyilik ve kötülük bildirgesi ise herkesin okuması gereken cinsten.Bu bildirgeler o kadar güzel tarif edilmiş ki bu iki kavram çerçeveletip duvara asılacak cinsten.
Yazıdan sadece bir kaç alıntı
Kitabın ismini anlatan bölümle başlayacak olursam
“… Hikayenin ismi düştü dilime bir gece: La
İLLA ,dedim.
Bir ömür boyu aradığım hece harfinin LA olduğunu bildim.
LA:Olumsuzluk eki.Başkaldırı serbestisi.Ama değil mi ki Tevhid kelimesi LA ile başlar:LA ilahe .Bilinçli kabul kelimesi onun ardından gelir.İllallah
Öyleyse Adem İLLA’ya giden yolda bir LA hecesidir.İsyan tecrübesi onun ilk halidir.Adem daha cümlenin başında LA diyecek,reddedecek özgürlüğe sahip olduğu halde İllallah’a varmasıyla yaratılmışların en güzelidir,mümkünler alemindeki o en esrarlı heceyle,kendiliğinden değil bile isteyendir.LA ,bir hiçlik mesabesi,öyleyse sonsuzluk ekidir …”
” Muhtaç değildi elbet yaratan,yarattığının kulluğuna.Lakin yaratan o kadar büyüktüki Adem’in O’na varmaya kulluktan başka yolu yoktu.
Kendisini ister istemez değil,istekle kabul eder buldu.Bu kulluğun sayesinde seyeban oldu. ”
” Üç şey seçtiler cennetten çıkarmak için:
Bir : Kelimeler
İki : Aşk
Üç : Annelik duygusu
Kelimeleri Adem yanına aldı,annelik duygusunu taşımak Havva’ya kaldı.
Ama aşk çok ağırdı.
İkisinin de aşkı tek başına taşıması mümkün olmayınca,ikisinin zembili de aşkı bir başına kaldıramayınca,bölüştüler yükü.Yarısını Adem sırtlandı,aşkın yarısı Havva’ya kaldı. … ”

” Adem’i cennette eksik bırakan Aşk,gün gelip Adem’e aşkın bilinmezlikte dönüşümünü şu sözle söylettiriyordu. Bela Aşk’tan büyüktür,Allah’da hepsinden büyüktür ne kadar anlamlıydı her ne kadar Kabil’e fayda etmese de . ”

” Bana öyle bir isim ver ki senin adının yanında dursun. Seni anan beni de ansın.Seni hatırlayan beni hatırlamadan olmasın.Bir “ile” koy aramıza bizi birbirimize bağlasın… “

Leave a Reply