Sosyal Medyanın Doğuşu

Sosyal medya neredeyse herkesin en az bir tane mecrasını kullandığı bazılarının birden fazla hatta 4 5 tane sosyal ağda birden bulunduğu bir ortam. Ancak nasıl oldu da sosyal medya bu kadar hayatımıza girdi ve nasıl oldu da biz bu kadar çabuk benimsedik sosyal ağları ? Bu konuyla ilgili geçmişten gelen merakıma cevaplar araken bununla ilgili bir yazı yazmaya karar verdim. Lakin ne bir yazıya sığabilecek kadar kısa bir hikayesi ne de bir başlık altında toplanabilecek kadar dar kapsamlı bir konu Sosyal Medya.  Bu sebeple bu konuyu kategorilendirip  hakkında birden fazla yazı yazmanın uygun olacağını düşündüm. Hem de uzun süredir burada yazamıyor olmanın acısını çıkaracaktım 🙂 Geçen sene de bu konu ilgimi çekmiş olacak ki sosyal medya ile ilgili bir yazıyı burada yayınlamışım.  Bu yazıda öncelikle ilk çağlardan günümüze iletişimin nasıl sağlandığından bahsedip sosyal medyanın nasıl ortaya çıktığıyla ilgili bilgileri paylaştım. Eğer direkt sosyal medya kısmına geçmek isterseniz sonraki iki paragrafı es geçip dördüncü paragrafa geçebilirsiniz.

Sosyal medya su an için insanlar arasındaki iletişimin sağlandığı en önemli ortam. Daha önce köy,kasaba veya mahallenizle olan sosyal ortamınız sosyal medyayla birlikte ülke sınırlarını da kaldırarak dünyayı bir hane haline getrirdi. Köy bile değil ! Bunları düşünüp bununla ilgili yazmayı düşünürken eski çağlarda insanların nasıl iletişim kurduğu sorusu kurcaladı aklımı. Şu an bizim için iletişim denilince aklımıza ne geliyorsa buyuk çoğunluğu ilk çağlarda  yoktu olabileceği hakkında bir fikirleri olmuş mudur bilemem ama 5000 sene  bu konuda uzun aralıklarla gelişmelerin olduğunu öğreniyoruz.  Konuşma bile sonradan keşfedilmiş. Önceleri sadece vucut işaretleriyle iletişim kuran insanoğlu konuşmayı bulunca ne kadar sevinmiştir kim bilir 🙂  Burada bir merakımı daha paylaşmak isterim. Bir bebeğe konuşma öğretilmezse kendiliğinden konuşabilir mi ?  İlginizi çekerse diye linkten cevaplar bulabilirsiniz.

Yazılı iletişimde ise ilk keşifler M:Ö 3000 senelerine dayanıyor. HİYOROGLİF denilen bu yazı sisteminde şekil ve semboller kullanılıyor. Yazıyla ilk tanışma Mısır ve Mezopotamya coğrafyasında gerçekleşiyor. Ve uzun süre yazıya dair ‘medeniyete’ dair sorularımız bu coğrafyada cevabını buluyor. Mısır medeniyetinin köklülüğü burada da karşımıza çıkıyor. Daha sonra en köklü gelişme 1440 ‘te matbaanın icadıyla gerçekleşiyor. Matbaanın icadı aslında 9.yy da uygurlara dayandırılsa da genel bilinen tarih 15.yy. Matbaa’da basılan ilk kitabın İncil olması her zaman dini kitaplara verilen kıymeti görme açısından önemli diye düşünüyorum. Matbaa, 200 seneye yakın süre sonra – İbrahim Müteferrika -sayesinde Osmanlı’ya gelir.  Yazıyla ilgili bu gelişmeler yaşanırken iletişimle ilgili konuşma tarafındaki ilk buyuk gelişme 1876 da Graham Bell tarafından telefonun icadıyla gerçekleşti. 20.yy ise çok önemli gelişmelere zaman sahipliği yapmış özellikle son donemleri iletişim alanındaki gelişmelerle başdondurucu bir hal almış bir dönem.

Bu kısa ön girişten sonra gelelim konumuza : Sosyal Medya nasıl doğdu ? 1960 lı yılların sonlarına doğru artan programlama dilleri ,Amerikanın özellikle Askeri amaçlarla teknoloji alanında yaptığı çalışmalar teknolojinin gelişmesinde önemli bir rol almıştır. Bu gelişmeler haliyle insanların bu alana yönelmesini sağlamış olmalı ki bu senelerin gençleri Bill Gates, Steve Jobs gibi gelecek yıllarda dünyaca nam sahibi olacak gençlere ve bilgisayarın gizli kahramanları Dennis Ritchie ve Ken Thompson gibi isimlerin yetiştiği dönemlerdir.

Teknoloji sayesinde insanlar arasındaki iletişim yani ilkel sosyal medya 1971 de gönderilen ilk email (elektronik mektup) ile başlıyor.

1991 de WWW(worldwideweb- dünya çaplı ağ) ortaya çıkmasıyla sosyal medyanın tohumları atılmış oluyordu.

1994 ‘te Justin Hall ‘in ilk kişisel blogundan sonra 1995 yılında classmates.com isimli blog ile bir manada sosyal medya doğmuş oldu. İnsanların eski sınıf arkadaşlarını bulabileceği bu ortamda blogun sahibi Ray Sears’ın asıl amacı ilk kız arkadaşı ve sınıf arkadaşı olan kızı bulmaktı. Bulmuştu lakin kız artık evli ve iki çocuk annesi olmuştu. Mutsuz Son 🙂

Eski sınıf arkadaşlarını bulmak amacıyla kurulan bu blog insanların teknolojiyle birbirini keşfedebileceğinin kanıtı olmuştu. 1999 yılında Blogger ve LiveJournal’ın hayatımıza girmesiyle artık sosyal medyada bulunma çok daha kolay hale gelmişti. Ülkemizde ise 1999 yılında kurulan Ekşi Sözlük ile internetteki ilk sosyal topluluk oluşturulmuştur.

2000 yılında bilgi anlamında sosyal medyadaki en büyük kaynak olan Wikipedianın sonrasında Stumbleupon, Friendster ve Linkedin’in açılması ile internet üzerindeki sosyal alanlar daha da artmaya başlandı. Friendster insanların internette kendi profilleriyle var olması açısından önemlidir. Gerçek hayatlarındaki profillerin yanısıra internet ortamında da sahip oldukları bir profilleri vardı artık. Ertesi sene iş hayatındaki insanların birbirleriyle etkileşiminin amaçlandığı Linkedin açıldı. Bu siteye giriş için gerekli bilgilerin doğruluğuna büyük önem veriliyordu.

2003 yılında Google’ın Blogger’ı satın aldığı sene ileride bloggerın en büyük rakibi olacak olan WordPress kurulur.

sosyal medya

2004 yılı ise tam bir dönüm noktası olmuştur. Çünkü ileride büyük bir kesimi içinde barındıracak Facebook bu sene açılmıştı. Eğer hikayesini biliyor ya da filmini izlediyseniz eğlenceli kuruluşu ilgi çekicidir. Harvard üniversitesinde başlayan dalga şimdi tüm dünyaya yayılmış durumda. Şu an 1.5 milyar facebook kullanıcısı var. Ve teknolojiden bihaber insanlar ile küçük çocukları dünya nufusundan çıkardığınızda neredeyse insanları yarısı facebook kullanıyor ! Sizce de bu muazzam bir rakam değil mi ?

 

 

Asıl hikaye bundan sonra başlıyor 🙂

2 Comments on Sosyal Medyanın Doğuşu

  1. Demir
    2nd February 2014 at 6:57 pm (10 years ago)

    Güzel bir yazı olmuş. Takip etmeye devam ediyoruz.

    Reply
    • Seydi
      20th February 2014 at 7:29 pm (10 years ago)

      Teşekkürler.

      Reply

Leave a reply to Demir Cancel reply