Murat Menteş-Dublörün Dilemması

Uzun bir sınav dönemi sebebiyle bir türlü  hakkındaki yazımı yazamadığım Dublörün dilemması kitabına geçmeden önce bu güzel kitabın yazarı olan Murat  Menteş’ten bahsetmek istiyorum.Köşe yazıları vesilesiyle kendisiyle tanıştıktan sonra bir söyleşisindeki uslubu ve olaylara bakış açısı ilgimi çekmişti.Ayrıca her perşembe akşamı standart fm‘de Nunchaku adında bir program yapmakta.(Evet ismi bana da tuhaf gelmişti 😀 ) Kendilerine Afili Filintalar  çetesi dedikleri arkadaş grubuyla beraber bir blogta da yazılar yazmaktadır(ama uzun süredir yazmıyor).Olayları ele alış tarzı söyleşideki içten ve çoğu cümlesinde bana  “işte bu abi ” dedirten güzel cümlelerinden sonra kitabını okumaya karar verdim.

dKitaba geçicek olursam yazar kahramanlarına Nuh Tufan,İbrahim Kurban,Umur Samaz,Habip Hobo gibi ilgi çekecek isimler vermiş.Bu isimlerin meslekleri de son derece yaratıcı ve duyunca aa neden olmasın dedirten meslekler var.Bir tanesinden bahsedecek olursam Nuh tufan çeşitli tekniklerle müşterisinin yüzünü maskeye çevirip ses tellerini de bir ses bandajıyla kendi sesi haline getirip bu kişilerin yerine geçebiliyor ve bunların istemedikleri yerlere gidip,istemedikleri işleri veya yetişemedikleri yerlere gidebiliyor.Düşünsenize sizden ikinci bir kişi daha 😀 Benim hoşuma gitti ! Yerine derse gidecek biri daha sı sınava girebilecek birisinin olması işten sıkılınca yerinize geçecek birisi (Bu kadarı yeter de artar benim için.Hem sınavlara girecek biri mi yok artık ! Bu hafta ne kopya muhabbeti dondu okulda ya 😀 ) Neyse kitaba dönecek olursam kitabın baş kahramanı olan Nuh Tufan otobüste görüpte aşık olduğu kızla bu iş sayesinde Ferruh Ferman kılığında sevgili oluyor.Ve sonrasında tamamen bir zeka ürünü olan olaylar bazen komedi bazen polisiye roman tadında anlatılıyor.

Okurken bazen kendinizi Leyla ile Mecnun dizisini izler gibi hissedebilirsiniz ki zira ben bu kitap yüzünden metrobüste az gülmemişimdir 😀 Kitaptaki “Gülmeyi seven birisi olarak bu kitabi sevmeme ihtimaliniz 6 milyarda 1.” ifadesi bu yüzden haklı bir tespit.Bu şekildeki ilginç olasılık oranları kitabın belli bölümünde sürekli yapılmakta .

Yine bir kaç alıntıyla tamamlayacak olursam ;

Her ev, tüketim çılgınlığıyla satın alınmış lüzumlu lüzumsuz ürünlerle giderek daralmaktaydı.”

“Aşk, hayalin çocuğu, hayalkırıklığının annesidir.”

“Hiçbir aşkta umuda yer,sebebe lüzum yoktur.”

“Bir sözün doğruluğu ile inandırıcılığı arasında hiçbir bağlantı yoktur.”

“Her şey onunla aramızda kalsın isterdim. Dünya aramızda kalsın, tarih aramızda kalsın, kelimeler aramızda kalsın.”

”Hayatının geri kalanini birisiyle geçirmek istedigini anladigin zaman, hayatinin geri kalaninin bir an önce baslamasini dilersin.”

Ve son olarak Gülmeyi seven birisi olarak bu kitabi sevmeme ihtimaliniz 6 milyarda 1. Gülmek istiyosanız okuyun..

(Belki editlenecek çok kısmı olacak ama ertelemektense hasta hasta yazmayı tercih ettim .. )

Leave a Reply